Pek çoğumuz hayatımızın bir döneminde ‘diyet’ adı altında olmasa da mutlaka zayıflamak için uğraşmışızdır. Çoğu zaman bu uğraş kulaktan dolma bilgilerle devam etmiş, sürecin sonunda bir arpa boyu yol alamadığımızı görmüşüzdür. Bazen de zayıfladığımızı zannederken sağlığımızdan olmuş sonrasında verdiğimiz kiloları fazlasıyla almışızdır.
Diyet yaparken sizi motive etmesi gereken temelde 2 konu vardır. Bunlardan ilki sağlıklı olmak ikincisi sizi mutlu eden görünüşe sahip olmak. O halde şu hataları yapmayın;
Aşırı düşük kalorili beslenmek metabolizmayı tembelliğe alıştırmakla eşdeğerdir. Tembelleşen metabolizma bayramda, tatilde, özel günlerde yapılan ufacık bir kaçamakla bile kilo almaya elverişli hale gelir. Diyette kaloriye değil sağlıklı beslenme davranışlarına odaklanmak doğru olandır.
En çok söylenen şey ‘diyet kişiye özgüdür’. Çünkü bir başkasında hastalıklarından dolayı tüketimi azaltılan kurubaklagil bir diğerinde tüketimi artırılması gerekenler arasında olabilir. Yine bir başkasında çiğ sebze tüketimi azaltılması gerekirken diğerinde artırılabilir. Bir besin bir kişide alerjik reaksiyonları tetikleyebilir. Hormonal ve ilaç etkileşimi olabilir. Bu listeyi uzatmak mümkün. O yüzden diyetiniz parmak iziniz gibi size özeldir.
Diyette karbonhidratları suçlu ilan etmek yeterince posa alamamakla eşdeğerdir. Yaşa ve cinsiyete göre posa alım miktarı değişmekle birlikte tavsiye edilen değer ortalama 25-30 g/gün’dür. Sağlıklı karbonhidratları doğru zaman ve miktarda tüketmek size zarar vermez, aksine fayda sağlar.
Yasaklama odaklı diyetler sizi strese sokarak metabolizmanızı yavaşlatır. Faydalı bağırsak bakterilerinin miktarını azaltır. İkinci beynimiz olan bağırsak sağlığının bozulması ise tüm vücudun mekanizmasının bozulması anlamına gelir.
Bilinçsiz kullanılan her ilaç başta karaciğer olmak üzere pek çok organa zarar verir. Ayrıca ilaç kullanarak davranış değişikliği elde edilemez. Sağlıklı beslenme davranışları kazanamadığınız sürece ilaçla zayıflama düşüncesi sizi sağlığınızdan eder.